Türkiye Tribünali'nin Mütalaası
Bir Mütalaa Mahkemesi olarak Türkiye Tribünali, Türkiye’nin yargılama yetkisi altında gerçekleşen insan hakları ihlalleri iddialarını bağımsız olarak değerlendirmek ve raporlamakla görevliydi. Bu Mütalaa yasal olarak bağlayıcı değildir, ancak farkındalık oluşturmak için ahlaki otoriteye sahip bir kaynak olarak hizmet edebilir. Gerçekten de sessizlik, temel insan haklarının en büyük düşmanıdır.
-
Tribünal‘in duruşması aydınlatıcı ve derin bir deneyimdi. Umarım sadece Türkiye'de değil, bölgede ve hatta dünya çapında insan hakları durumuna ilişkin farkındalığın artmasına katkıda bulunacaktır.
-
Tribünal‘in Mütalaası, uluslararası ve Avrupa insan hakları hukukuna ve Uzman Raportörler tarafından Tribünal‘e sunulan bilgilere ve tanıkların ifadelerine dayanmaktadır.
-
Tribünal‘e sunulan Bilirkişi Raporları derin, ayrıntılı ve kapsamlıydı. Çok değerli bilgiler içeriyorlardı. Tribünal‘in Mütalaası, raporlardan ve sözlü ifadelerden ortaya çıkan bilgilerin toplamına dayanmaktadır.
-
Nitekim Tribünal, Türkiye'de işlenen işkence ve zorla kaybetme eylemlerinin, uygun bir merci önüne getirilen başvurularda sanığın özel bilgi ve niyetinin ispatına bağlı olarak insanlığa karşı suç teşkil edebileceği görüşündedir.
Sonuç olarak Tribünal, bu işkence ve zorla kaybetme eylemlerinin yalnızca münferit olaylar olarak görülemeyeceği görüşündedir. Aksine, Tribünal‘in görüşüne göre, bunlar Türkiye’de en azından Temmuz 2016’dan bu yana herhangi bir sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak görülmelidir.
Çünkü, sessizlik insan haklarının en büyük düşmanıdır.
Not: Gerekçeli kararı burdan indirebilirsiniz.