Cevheri Güven
Basın Özgürlüğü Tanığı: Bir gazeteci olan tanık, hükümet yolsuzluğu ve daha sonra diğer kritik yayınlar hakkında haber yaptığı için maruz kaldığı yargı tacizine ilişkin ifade verdi. Türkiye’deki Silivri Cezaevi’nde tutuklanması ve gözaltına alınmasının yanı sıra Türkiye’de basın özgürlüğüne doğrudan ve dolaylı müdahalenin farklı biçimleri hakkında da ifade verdi.
Tanık, 2013 yılında dönemin başbakanı Erdoğan’ın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ile ilgili yolsuzluk haberleri yaptığı için bir gazetedeki işinden kovulduğunu açıkladı. Tanık 2015 yılında hükümete muhalif görüşlere sahip Gülen Hareketine sempati duyan ve iktidardaki hükümeti eleştiren iki haftalık bir dergi olan Nokta’nın Genel Yayın Yönetmeni olduğunu ve bu andan itibaren derginin mahkeme davalarına boğulduğunu, reklam verenlere baskı yapıldığını ve derginin arka arkaya üç sayısına yetkililer tarafından el konulduğunu aktardı. 2 Kasım 2015’te kendisinin ve asistanının tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildiğini ve hapishanede kaldıkları süre boyunca, uzun süreli hücre hapsi de dahil olmak üzere çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kaldıklarını belirten tanık, iki ay sonra, duruşmaya kadar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını söyledi. 2016 darbe girişimi sonrasında, bir OHAL Kararnamesiyle, Nokta dergisinin kapatıldığını, derginin tüm mülklerine el konulduğunu, darbe girişimine katıldığı iddiasıyla kendisine ve asistanına 22,5 yıl hapis cezası verildiğini ve hakkında tutuklama emri çıkarıldığını belirten tanık, eşi ve iki çocuğuyla birlikte Yunanistan’a kaçtığını belirtti. Asistanının ise hapis cezasını çekmekte olduğunu söyledi. Tanık ayrıca, Türkiye dışında karşılaştığı ve kendisini Almanya’ya taşınmaya iten risk hakkında da ifade verdi. Türk İstihbarat teşkilatının yurtdışında yaşayan akademisyen ve gazetecileri hedef alan çok sayıda kişi için yaptığı infaz listesinde yer aldığını vurgulayan tanık, Türkiye’deki erkek kardeşi, annesi ve babasının yetkililer tarafından çok sayıda taciz edildiğini belirtti.
