- Turkey Tribunal
- 1268 Views
Johan Vande Lanotte: Türkiye’nin gelecekte benzer ihlalleri önlemek veya gidermek için kararda tespit edilen kusurları giderme konusunda açık yükümlülükleri vardır
27 Eylül 2023
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi, 29 Eylül 2023 tarihinde, Yalçınkaya v. Türkiye davasında çığır açan bir karara imza attı. Büyük Daire kararında, başvuran Yalçınkaya’nın mahkûmiyetinin, AİHS’nin 7. maddesi (kanunsuz ceza olmaz), AİHS’nin 6/1 maddesi (adil yargılanma hakkı) ve AİHS’nin 11. maddesi (toplantı ve dernek kurma özgürlüğü) dâhil olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) birçok önemli maddesini ihlal ettiğine hükmetti.
Sayın Yalçınkaya’nın mahkumiyeti, Türk yerel mahkemelerinin, Türk devlet yetkilileri tarafından “FETÖ/PDY” olarak tanımlanan “Gülen Hareketi “nin özel kullanımı için tasarlandığına karar verdiği Signal ve Telegram benzeri şifreli bir mesajlaşma uygulaması olan ByLock kullanımına dayanmaktadır.
2015 ve 2021 yılları arasında yaklaşık 270.000 kişi “FETÖ/PDY terör örgütüne” üye oldukları iddiasıyla mahkûm edilmiş olup, Türkiye’de cezai soruşturma ve kovuşturmalar halen devam etmektedir. Bu kişilerin çoğu, ByLock kullandıkları iddiasının yanı sıra, 2016 sonrası darbe döneminde “Gülen Hareketi” ile bağlantılı oldukları iddiasıyla kapatılan sendikalara veya diğer derneklere üye oldukları gerekçesiyle mahkûm edilmişlerdir.
Yalçınkaya kararında Büyük Daire, ByLock kullanımına dayalı bu mahkumiyetlerin AİHS’nin 6. ve 7. maddeleri de dahil olmak üzere AİHS’de yer alan temel ilkeleri açıkça ihlal ettiğini tespit etmiştir. Büyük Daire özellikle, bu keyfi yargı kararlarının mağdurlarının neredeyse otomatik bir suçluluk karinesinden muzdarip olduklarının altını çizerek, ByLock kanıtlarıyla çelişmelerini ve kendilerini aklamalarını neredeyse imkansız hale getirmiştir.
Daha da önemlisi, Büyük Daire “ihlal bulgularına yol açan sorunların doğası gereği sistemik olduğunu” vurgulamıştır. Bu bağlamda, Büyük Daire Türkiye’yi, özellikle Türk yargısının Bylock delillerine yaklaşımıyla ilgili olarak, bu sistemik sorunları ele almak için gerekli önlemleri almaya çağırdı.
Turkey Tribunal olarak biz de Türkiye’de yüz binlerce insanın kitlesel keyfi mahkumiyet ve hapis cezalarının kurbanı olduğunun altını defalarca çizmiştik. Avrupa’da insan hakları konusunda en yüksek merci olan AİHM Büyük Dairesi de Yalçınkaya kararında bu tespiti kesin bir dille teyit etmiştir. Bugünkü kararın ardından Turkey Tribunal olarak bizler, Türkiye’nin AİHS kapsamında Yalçınkaya kararını uygulamak ve hem mevcut davada tespit edilen ihlallere son vermek ve Sayın Yalçınkaya’nın mağduriyetinin giderilmesini sağlamak üzere ceza davasının yeniden açılması da dahil olmak üzere bireysel tedbirler almak hem de gelecekte benzer ihlallerin önlenmesi veya giderilmesi amacıyla kararda tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için, örneğin aynı ihlallerin diğer mağdurlarına haklarının iade edilmesi imkanının yaratılması gibi genel tedbirler almak konusunda açık yükümlülükleri olduğunun altını çizmek isteriz.